Bu web sitesi, Siyaz'ın anısına kurulmuş, bir "geçmişe saygı" çalışmasıdır.
"Siyaz nedir?" sorusuna yanıt aramak her ne kadar yaşamın "varlık-anlam" gerçekliği içinde kaybolmakla eş anlamlı sayılsa da, bazı unutulanları yeniden ve farklı kazanımlarla anımsamak gerekli olabiliyor.
"Siyah bir kara noktadan beyaza geçişte, grinin adlandırılmamış adıdır Siyaz"
Dünya üzerinde ne kadar insan varsa, bir o kadar da şaşırılacak yeni şey vardır.
Yeni şeyler, başka yeni şeyleri getirirler yaşamlarımıza "her insan yeni bir dünyadır" sözünün altında yatan da budur zaten. O yüzden, sanatın uzaklarda ulaşılmaz bir zümrüt-ü anka kuşu olmadığını, yaşamın kendisinin "sanat" olarak adlandırılabileceğini yıllardır savunmuşumdur. Ta ki, "yaşama sanatı" türünden söylemlerden bıkıp yaşamın bütünselliğinde karar kılıncaya kadar! Zaten tam da bu noktada varolmuştu Siyaz.
Siyaz Enstalasyon Evi; Uludağ yolunda Çekirge'nin dik yamaçlarından, Bursa'ya tepeden bakan duruşuyla bir bilinmezlik kulesiydi çoklarınca. Cesaretini toplayıp içine girebilenler için uysal, pasif ve bir o kadar şaşırtıcı bir insanlık kulesiydi oysa... Siyaz'ın bahçe kapısından kulak verenler; sevgi ve hoşgörünün, sınırları zorlayan o eşsiz müziğini işitirlerdi duymak istediklerinde. Bazıları hemen kavrayacak bir yanını bulup yüreğinin bir köşesine oturtur, bazılarıysa ürküp uzaklaşırdı Siyaz'dan!
Evet, neydi Siyaz?
Tıpkı özündeki tanımı gibi siyah ile beyaz arasındaki bütün renkleri kapsayan ama tek başına hiçbiri olmayan çoğul bir şey olabilir miydi? Siyaz'ı tanımlarken hep eksik kaldığımı farketmek beni sürekli şaşırtmıştır, onun ne olmadığını söyleyebilmek ne kadar kolaysa, ne olduğu konusunda istikrarlı sözcükler sarfedebilmek o kadar zordu.
Yaşam evi miydi, resim heykel galerisi miydi, kütüphane miydi, kafe/restoran mıydı, otantik bir yerleşke miydi, kültür ve sanat evi miydi, yoksa doğunun batı rüzgarlarıyla harmanlanarak önüne kattığı değişimin mistik adresi miydi, felsefik bir fenomen miydi neydi Siyaz? "Yeryüzü krallığının ütopyalar buluşmasıydı" diyebilmek mümkün mü Siyaz için?
Okuldu belki birçoklarına...
Evet, benim için yaşam okuluydu, üç yıl süren görecelikte üçyüzyıllık tekamülümdü Siyaz.
Bilinmeyen, varılmak istenen bir utku, varmaktan korkulan biricik şeydi, insanlık İthaka'sıydı hiç kuşkusuz. Şimdi olduğu gibi hep etrafında dans ettim asıl gerçek olanın, o 'asıl' diye adlandırdığım her ne ise! Sahi neydi Siyaz?
Siyah ve beyaz arasındaki bütün o sonsuz noktalardan sadece biriydi galiba Siyaz kim bilir!
İnsan, insan, insan diyerek insana doğru çıkılan yollar, yolların en bitmeziymiş bunu yaşayarak öğrenmek kadar görkemli ve yüce başka bir deneyim olabilir mi?